Ziya Selçuk neden istifa edemez
Göreve geldiği günlerde eğitim bilimci olması, bakanlığı tanıyor olması ve gerçekten kulağa hoş gelen cümleler sarf etmesi birçok kesimce iyi karşılandı ve karşılık da buldu kamuoyunda.
Fakat gelinen noktada Milli Eğitim Bakanlığı dahil kabinede değişiklik olacağı tartışılmaktadır. Bakan Ziya Selçuk’un işini bildiği doğru, işini layıkıyla yapmak istediği de doğru, hatta Cumhurbaşkanının işine karışmadığı da konuşulanlar arasında.
Cumhurbaşkanı engel olmasa da işini tam yapamaması için birçok engel var. Örneğin bütçesi neredeyse yok. Olan bütçeyi de istediği gibi harcayamıyor. Okul öncesini zorunlu yapmak istiyor para olmadığı için yapamıyor. Öğretmen, öğrenciye yönelik bazı adımları bütçe olmadığı için yapamıyor. Okul öncesini Diyanet’in, diğer alanlarda da dernek ve vakıfların yani cemaatlerin hakim olmasından da rahatsız gibi ama Cumhurbaşkanı yapma etme diye karışmasa da kafadan, kafalardan kaynaklı engeller var.
– En başta Kabe anahtarı deyip liyakat vurgusu yaptı o da olmadı,
– Meslek kanunu önemli dedi (bizce şüpheli olsa da) yapamadı.
– Taa 2018’de 24 Kasım’da 3600 müjdesi verebiliriz dedi olmadı,
– Aşı önce öğretmene dedi aylar geçti olmadı,
– Bakan değil gören olacaktı ama olamadı,
Çünkü kendinden büyük sadece Cumhurbaşkanı yoktu. Önüne koyulan taş çoktu. Yeri geldi il müdürü, ilçe müdürü dahi talimatına uymadı.
Hep “polyannacılık” oynadı, güldü, gülmeye çalıştı, umut vermeye çalıştı ama o da olmadı. Pandemi başlayınca geceden sabaha açılan okullarla, tutarsızlıklarla karşılaşıldı. “Önce sağlık” dedi kapattı, baskı yedi açtı derken artık herkes “KAPAÇIYORUZ” demeye başladı. Öğretmen de, veli de, öğrenci de iki gün sonrasını hesaplayamadı. Sonunda topu valilere attı.
Çok laf yapınca gaflar da gelmedi değil. Bütçesi olmadığını anlatacakken bütçeyi vermeyene söz söyleyemeyince “öğretmenler yük”e döndü cümle. “Okul öncesini çalışan anne babalar için açıyoruz” dedi önünü arkasını, okul öncesi eğitimin ne kadar önemli olduğunu unutarak(!).
BAKAN SELÇUK İSTİFA EDER Mİ
Hayır edemez. Bunun iki nedeni var. Birincisi: 2003 yılında AK Parti iktidarının ilk yıllarında başladığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığından 2006 yılında kaçarcasına istifa etti. Şimdi edemez çünkü yine kaçtı denileceği baskısı vardır üzerinde. KAPAÇIYORUZ diyen bakandan KAÇAN bakana evrilmek istemeyecektir. İkicisi ise bu sistemde istifa müessesesi zaten yok. Bakan Süleyman Soylu istifa etti de ne oldu? Cumhurbaşkanı “kabul etmiyorum” dedi. Bakan Albayrak istifa edince ne oldu. “Affını istedi Cumhurbaşkanı da uygun gördü” oldu. Yani bakan Selçuk istifa edemez.
Cumhurbaşkanı görevden alabilir mi yetkisi var alabilir ama küçük ortak ne der koca bir soru işareti? Bir orta yol bulunup elbet ki görevi sona erebilir.
BAKAN KİM OLUR
Bu durumda kim mi gelir? İşte orası da sorun. Kişiler tabii ki bizim için önemli değil. Ama asıl sorun bakan Selçuk’un kendi istediği bakan yardımcıları da potansiyel bakan adayı olarak konuşuluyorlar. Olur mu bizce olmaz, ama konuşulması bile ne kadar etik hatta ahlaki size bırakıyorum.
Bu durumda bu koltuğu isteyen çoktur ama gelecek olanın hiçbir önemi yoktur. AK Parti iktidarlarında 6 yıl görev yapmış Hüseyin Çelik nerede? Hakkında ne düşünüyorsunuz ya da 6 yıla hangi doğruları sığdırdı sayabilecek var mı? Hüseyin Çelik döneminde ilkokula başlayan çocuklar şu anda üniversite bitirdiler. Eğitim sistemimizde neler değişti hatırlayan var mı? Ya da diğerlerini düşünün Nimet Çubukçu (Baş)’ı, Ömer Dinçer’i, tonton diye anılan kendi ile barışık esprili ve espri kaldırabilen Nabi Avcı’yı, İsmet Yılmaz’ı düşünün aklımızda neler kaldı?
Bu noktada “gelen gideni aratır” demenin de anlamı yoktur. Bu söylemin anlamı “giden daha iyiydi” noktasına gelir ki bunun böyle olmadığı yani değişen bir şeyin olmadığı tecrübe ile sabittir.
Eğitimde yapılan değişimin sonucunu yıllar sonra görürüz; burası gerçek ama eğitimde gelişime yönelik değişim olabilmesi için anlayışların değişmesi gerekiyor. Tepeden tırnağa zihinsel değişim olmadan eğitimde değişim olmaz. Olsa da eğitime faydası olmaz. Bu nedenle bırakalım kim gelecek sorusunu? Kim gelecek sorusu ile ilgilenmesi gerekenler öğretmenler, veliler ya da öğrenciler değil. Koltuk bekleyenler, koltuktan inme kaygısı duyanlar, maddi manevi kişisel beklentisi olanlardır. Yani bir avuç insan dışında hiç kimseyi ilgilendirmiyor aslında bakanın isminin ne olduğu.
O zaman “MEB’de Bakan Değişir mi?” sorusuna gerek yok, değişmesi gereken bakan değil işleviyle, icraatıyla, iradesiyle, bütçesiyle bakanlığın kendisidir.
Sadece bakan olmak yetmez, gören olmalı, görmek de yetmez gördüğünü anlayan/anlamlandıran olmalı, anladığını uygulayabilen/uygulatabilen, uygulananı takip edebilen olmalı aslında.
Evet, Ziya Selçuk’un istifası cebindedir, her zaman da cebinde idi belki. Tek taraflı irade müessesi olan istifa bu dönemde de tek taraflı iradeye bağlı ama kişinin değil Cumhurbaşkanının iradesine.
Maksut Balmuk
Kaynak : https://odatv4.com/ziya-selcuk-neden-istifa-edemez-03042106.html