28 Mart 2023

Okulları Açıyoruz Demekle Açılmış Oluyor mu?

ile Maksut Balmuk

Bakan Özer deprem sonrası normalleşme adına okulların  tüm illerde açılmasına karar verdiklerini açıkladı ve dün itibariyle tüm illerde (bir çok ilde okulların çoğu açılmasa da) eğitim öğretimi yeniden başlattıklarını söyledi.

Evet okullar çocukların sosyalleşmesi, depremin etkilerini kolay atlatabilmeleri için çok önemli. Hızla açılması da gerekirdi. Maalesef okul binalarımız sağlam olmadığı için biraz zor oldu  bu açılış.

–          Bazı yerlerde depremden hasar gördüğü/yıkıldığı için okul kalmamış

–           Bazı yerlerdeki okullarda öğrenci kalmamış (başka yerlere ya da şehirden köye taşınmalar nedeniyle),

–          Bazı yerlerde ise öğrenci sayısı artmış,

–          Bazı yerlerde ise nakil gittiği, vefat ettiği için öğretmen kalmamış,

Tüm bunlar bir tarafa öğretmenler idari izin nedeniyle depremin etkisiyle çoluk çocuk başka illere gitmişler, hatta ev tutmuşlar, çocuklarına okul ayarlamışlar bir bakıma o şoku atlatmaya çalışmışlar,

Bir telefonla (whatsapp mesajıyla ) göreve çağrıldılar.

Evet tabii ki öğretmenimiz öğrenci varsa, okul varsa, ders başı yapılacaksa göreve dönecek. Dönmeli. Bu öğretmenin hem vicdani, hem insani hem de görevsel sorumluluklarının gereği.

Evet öğretmen sorumluluğunu biliyor ama bakanlığın da hükümetin de sorumluluğunu bilmesi gerekir. En azından kendini sorumlu hissetmeleri beklenir. Göreve dönecek öğretmenin evi yıkılmış ya da hasarlı, peki bu öğretmenlere barınma için yer ayarlandı mı? Öğretmen nerede kalacak? Çoluk çocuğu ne olacak?

Evet gönüllü öğretmen talebinde bulunuldu. Bir çok meslektaşım da gönüllü olarak bölgeye gitti ve çalışmaya başladı/başlayacak.

Gönüllü giden ya da bölgenin öğretmenlerine yönelik (orada kalmaya devam etmesi için ) hükümet hangi teşvik edici tedbir aldı? Gönüllü ve bölge  öğretmenlerine ne tür imkanlar sundu/sunacak?

Bırakın tedbiri bölgedeki okullar zorunlu hizmet bölgesi dahi yapılmadı.

MEB daha depremin ilk günlerinde depremin en çok etkilendiği Hatay İl Milli Eğitim Müdürünü Bursa’ya yolladı. Bursa’dakini de Hatay’a. Böyle bir dönemde mevcut kadroyu tanıyan, ili bilen müdürü görev yerinin neden değiştirirsiniz? Beceremez diye düşündüyseniz Bursa’yı nasıl becerecek?  Bursa’daki müdürü neden Hatay’a aldınız?  Çok iyi yapar diye mi? Soruşturmalar kapatılsın diye mi? Çok iyi yaparsa kendisine sordunuz mu? Göreve bile başlamadığına göre sormadınız. Gönülsüz biri böyle zamanda böyle bir yere gönderilir mi? Yoksa herkesin cevap beklediği örtülmesi gereken soruşturmalar mı vardı?  Deprem bölgesinde enkaz halindeyken biz de Bursa MEM’deki enkazın altında kalmadan ortadan kaldıralım mı dediniz?  İşte MEB’in deprem sürecindeki manzaralarından biri.  Sadece bu değil MEB’in gündemi bir genel müdür atadılar bir hafta koltukta oturamadan görevden aldılar. Başka söze gerek var mı?

Resmi başvuruma  verdikleri cevapta depremde yitirdiğimiz öğretmenlerin sayısını bilmediğini, kendi görev alanında olmadığını söyleyen bir bakanlık var. Biliyor da söylemiyorsa kanuna aykırı bir yaklaşımla devlet ciddiyetleri kalmamış, gerçekten bilmiyorlarsa devlet ciddiyeti yanında vicdanları da kalmamış demektir.

Olağanüstü bir durum söz konusu ama MEB ve hükümet olağan dönem gibi hareket ediyor. Kadrolarla oynuyor, açık kapatmanın peşine düşüyor.

Yani açtık diyerek açılmış olmuyor okullar. Aileler travma yaşamış, çocuklar travma yaşamış, onarılması gereken psikolojik travmalar varken bölgede olağanüstü hal ilan edilmişken olağan gibi davranan MEB’i anlamak mümkün değil.

Okullar açılmasın, açılmamalıydı demiyoruz, daha önce açılmalıydı hatta okul binaları hiç yıkılmamalıydı ve ilk etapta da o okullardan yararlanılmalıydı.

Ama alanı bilmeden, empati bilmeden, bakanlık koltuklarında oturarak sistemi yönetemezsiniz. Bölgede MEB gibi ülkenin en büyük bakanlığından önce diyanet eğitime başlıyorsa, cemaatler eğitim yapıyorsa makam sahiplerinin en azından utanması gerekir. Diyanet denilen kurum devlet kurumu değil mi? Devletin kurumunun kaynağı devletten gelmiyor mu? Bu kaynak ya da imkan neden MEB tarafından kullanılmaz?

MEB unutmamalı ki Türkiye’de eğitimden sorumlu olan tek kurumdur. Asli görevi budur, bu görevi devredemez.  Yıllardır vakıf, dernek adı atında cemaat, tarikat ve diyanete devir için yol açan MEB depremde bile aynı rolüne devam ediyorsa kendisini o makama getirenlere diyet borcu ödüyor demek değilse nedir? Cevap versinler de biz de öğrenelim.

Maksut BALMUK
Öğretmen