Sayılı günler kala… Milyonlarca öğrenci bu soruların yanıtlarını bekliyor
1900’lü yılların Maarif Nazırı (bugünkü adıyla Milli Eğitim Bakanı) Emrullah Efendinin “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” sözünü duymayan yoktur. Bir espri olarak söylendiği anlatılan bu sözü bugünlerde “Şu MEB merkez teşkilatı olmasa maarif ne güzel yönetilirdi” şeklinde değiştirsek yeridir.
Bakanlık teşkilatı “ülke genelinde birlik sağlasın, söylemde ve eylemde tutarlılık olsun” diye sesler yükseldikçe, her geçen gün tam tersi uygulamalarla karşılaşılıyor.
Göreve başladığında “eğitimde sürpriz olmayacak” diye mesaj veren Bakan Ziya Selçuk’u takip ettikçe “eğitimde sürpriz olmaması sürpriz olur” şekline dönüşmüştür.
Yazsak sayfalar tutar, ama en basitinden “okullar ne zaman kapanacak” konusu bile halen muğlak.
Bakan Selçuk 28 Nisan’da “Okullar 2 Temmuz’a kadar açık olacak” dedi.
30 Mayıs’ta “Biz telafi eğitiminin Haziran ayı başında başlamasını ve yüz yüze olmasını istiyoruz” dedi.
Aynı açıklamada, “2020-2021 öğretim yılı ikinci döneme ait karneler 2 Temmuz’da dağıtılacak…”
31 Mayıs’ta “Türkiye genelinde öğrenciler, 2020-2021 eğitim öğretim yılı karnelerini 18 Haziran’da alabilecek; 2 Temmuz’a kadar okullardaki telafi programına isteğe bağlı olarak katılabilecek” açıklaması geldi.
Bu arada “telafi eğitimi öğretmen ve öğrencileri için isteğe bağlı olacak” cümlesini unutmayalım.
KİMSENİN AĞZINI BIÇAK AÇMIYOR
Daha ilginci;
3 Haziran 2021:
– 2 Temmuz’da akademik takvim sona eriyor.
– Eğitim takvimi bittiğinde öğretmenler için seminer dönemi olmayacağını, çünkü öğretmenlerin istenilenin çok üzerinde eğitim aldıklarını dile getirerek, 21 Haziran’dan 2 Temmuz’a kadar olan süredeki boş saatlerinde öğretmenlerin istediği etkinliği yapabileceğini kaydetti.
Yani aynı söyleşide;
– Akademik takvim 2 Temmuz’da bitiyor ve,
– Öğretmenlere 21 Haziran-2 Temmuz arası serbestsiniz dedi.
Bugünlerde de, “okullar 2 Temmuz’a kadar açık ve telafi eğitimi isteğe bağlı 5 Temmuz 2021’de başlayacak” açıklaması, hatta “program” geldi. Önce “Telafide Bende Varım” denilerek ve gelen tepkiler üzerine “Telafide Ben De Varım” şeklinde düzeltilen açıklama geldi.
Bir bakanlık 18 Haziran ile 2 Temmuz aralığında ne yapılacağını açıklayamaz mı? Ya da yaptığı açıklamalar bu kadar tutarsız olabilir mi?
Daha önce Bakan Hüseyin Çelik MEB’i otomatik pilota bağladım deyip Nimet Çubukçu’ya görevi teslim etmişti. O dönemde otomatik “pilot” diye tanımladığı kadrolar vardı ve alanlarında karar alıp konuşabiliyorlardı. Şimdi ise kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Neredeyse Bakanın, Cumhurbaşkanının sosyal medya paylaşımını retweeet yapmakla yetiniyorlar. Karar vermeleri ne kelime, verseler de icrai duruma geçmesi mümkün değil. Bakanın sözleri bu kadar tutarsız iken genel müdür ya da il müdürü nasıl açıklama yapacak ki?
Sonuç olarak 18 Hazirana sayılı günler kalmışken;
21 Haziran 2021 – 2 Temmuz 2021 arasında;
Okul açık anladık. Okullar zaten yaz-kış açık, yeter ki kapısını açan olsun.
Ders işlenecek mi?
İşlenecekse telafi mi, normal müfredat mı (bittiği söylenip bitip bitmediği belli olmayan) işlenecek?
Telafi mi olacak?
Telafide öğretmen isteğe bağlı mı ders verecek, yoksa zorunlu mu?
Bakanın “öğretmenler çok yoruldu, bu nedenle bu yaz olmayacak” dediği mesleki çalışma mevzuat gereği 30 Haziran’da bitmesi gerektiğine göre, 2 Temmuz’a kadar olan süre ne olacak?
“Mesleki çalışmada öğretmen istediği etkinliği yapacak” denilirken ne demek isteniyor?
Bu kadar çok sorunun aslında cevabı basit ama ardı ardına yapılan tutarsız açıklamalar konuyu o kadar çıkmaza soktu ki, “Şu MEB Merkez Teşkilatı Olmasa Maarif Ne Güzel Yönetilirdi” dedirtiyor. Ve kesinlikle de bakanlık merkez teşkilatı olmasa bu belirsizlik ve tutarsızlıklar daha az olurdu.
Maksut Balmuk
Kaynak: https://odatv4.com/milyonlarca-ogrenci-bu-sorularin-yanitlarini-bekliyor-14062109.html