MEB Yönetici Atama beklentileri
Müsteşar sayın Yusuf TEKİN’in 15 Temmuz 2013’te yaptığı Yönetici atama yönetmeliği 10 güne kadar yayımlanacak açıklamasının üzerine bekleyiş başladı.
Bir çok okur yönetmeliğin neden hemenyayımlanmadığını, bir müsteşarın neden yuvarlak cümle kurduğunu, net cevap vermediğini sormaktadır.
Yönetmelik çıkarılması ileilgili süreci inceleyecek olursak; Ki bu konunun yönetmeliği http://www.mevzuat.gov.tr/MUHEsaslari.aspxşeklindedir.
Yönetmelik taslağı;
– İlgili birim (yani MEB’i ilgilendirdiği için MEB) tarafından hazırlanır.
– MEB’deki düzeltmeler, görüşler… vs bittikten sonra DevletPersonel Başkanlığına(DPB) gönderilir,
– DPB incelemeyi yapıp düzeltilmesini istediği konular varsa belirterek bakanlığa geri gönderir,
– Bakanlık son düzenlemeyi de yapıp mutabakat sağlandıktan sonra bakan imzasıyla başbakanlığa ulaştırılır,
– Başbakanlık da resmi gazetede yayımlanmak üzere yayımlar dairesi başkanlığına gönderir
– Ve nihayetinde yayımlanarak yürürlüğe girer.
İşte bu aşamalar nedeniyle yönetmelikler sadece bakanın onayıyla kısa sürede yayımlanamamaktadır. Sayın müsteşarın dile getirdiği aşama DBP’den bekleme aşamasıydı. Buradan gelir gelmez de başbakanlığa gönderileceğini ifade etmişti.
Bu süre 9 gün de olabilir 10-15 gün de…
Tabii ki laf ağızdan çıkınca arkasında durulması ve süresinde yayımlanması beklenir. Doğal olanı da budur. Kaldı ki bir koalisyon hükümeti vs. de söz konusu değildir.
Geçmişte bakan ağzından kısa sürede yayımlanacak denilip aylarca yayımlanmayan yönetmelik tecrübelerimiz vardır.
Şimdi gelelim uygulamaya:
Yönetici atamayı en çok bekleyenler sınav kazanıp atama bekleyen yönetici adayları. Bunların haklarının Şubat’ta gasp edildiği doğru. O dönemde atama yapılması gerekirken yapılmadı. Valilikler hakkında suç duyuruları başlayacakken de 28.02.2013 tarihinde ne olduğu belli olmayan bir yönetmelik yayımlandı ve hem kamuoyu neye uğradığını şaşırdı hem de valilikler suç duyurusundan kurtuldular.
O yönetmeliğin hem uygulanması mümkün değildi hem de kamuoyunun taleplerini karşılamıyordu.
Yönetmelik geri çekilince bir de oh çekilmiş oldu.
Fakat emin olun ki ölümü gösterenler sıtmaya razı etmeye kararlılar. Yani tepki çeken Sözlü Sınavdan geriş adım atılmayacak. Özellikle de müdür atamalarında Sözlü Sınav esas olacak. Diğer kriterler neredeyse fasa fiso kalacak…
Buna rağmen bir an önce yayımlanması için büyük bir beklenti söz konusu.
Biz şimdi atama sırası nasıl olmalı diye ele alacağız fakat birileri çıkıp yine bizi bombalayacak. Özellikle de sınavla atama bekleyenler tepki gösterecekler. Fakat biz aklın yolunu göstermek zorundayız.
444 sistemiyle beraber şu anda binlerce yönetici norm fazlası durumunda olduğunu hatırlatalım.
Bunun için öneriler ortaya koyalım;
1- Öğrencilerin ve öğretmenlerin aktarılması gibi yöneticiler de aktarılabilir. Bu durumda eşleştirme denk gelmeyebilir çünkü bazı illerimizde Sınıf Öğretmeni yönetici sayısı fazla iken onların gidebileceği ilkokul sayısı azdır.
2- Önceki uygulamalarda yer aldığı gibi ilk yer değiştirmeye kadar fazla durumdaki yöneticilerin yeni kurumları ile eşleştirilmeleri. Şöyle ki: Sınıf Öğretmeni Ahmet ERDİNÇ a Atatürk İlköğretim okulu müdürü iken okulu Atatürk Ortaokuluna dönüşmüşse branşı Sınıf öğretmeni olduğu halde bu okulun müdürü yapılsın. Ahmet öğretmen ilk yer değiştirme talebinde ya da rotasyonda sadece ilkokulları tercih edebilecek ve yerini bulacaktır.
Yani işin Türkçe’si aynı okul İlköğretim iken iki grubu da yöneten yönetici ilkokul-ortaokul ayrımında neden yönetemesin?
3- İsteğe Bağlı Yer Değiştirmeler öncelikli yapılabilir.
Bu öneriler değerlendirilmeyerek öncelikle sınava dayalı atamalar yapılır ve boş kadrolar doldurulursa o zaman bu yöneticiler okullarında fazla duruma düşecekler ve doğal olarak yöneticilikleri düşürülecektir.
Bu durumda siz söyleyin öncelik kimde olmalı? Çözüm hangisi olmalı?
Deniliyor ki İsteğe bağlılar yapılırsa sınava dayalıya ne kalır? Bakınız şu anda A iline 1500 Müdür kadrosu varsa. Bu ilde kadrolu (norm fazlaları dahil) müdür sayısı 1000 ise boş kadro sayısı 500 demektir. Bu durumda bu yöneticilere öncelik verilmesi neyi değiştirir? Bu durum boş kadro sayısını değil sadece boş okulların adlarını değiştirir.
Eğer amaç yönetici olarak atanmak değil de A,B,C, okullarına atanmaksa, norm fazlası olanların yöneticilikleri düşürülsün biz atanalım ise o zaman diyecek söz kalmamaktadır. O zaman da geçen yıl rotasyona tabi olup boş olan aynı A,B,C okullarına gidebilecekken rotasyonun uygulanmaması sonucu gidemeyenlere, haksızlık yapılmış olmayacak mı?
Kaldı ki bazı okullarımızda ilkokul öğrenci sayısı düştüğünden normlar düşmüştür. Hatta hiç kalmamıştır. Bu yöneticileri de düşünmek gerekmez mi?
Bakanlığı Nisan ayında uyararak “MEB Her Geçen Gün Sıkışıyor” http://www.memurlar.net/haber/363914/ dediğimiz halde hiç oralı olan olmadı. Şimdi de bir taraftan il içi atama sorunları, diğer taraftan iller arası, bir başka taraftan İlçe müdürü, Şube müdürü atamaları derken, özür gurubu, yönetici atamaları sıra ve takvim bekliyor… Öğrenci kayıtları da en önemlisi…
Bu kadar değişiklik bir anda kaldırılabilecek mi bilmiyoruz fakat sürecin sıkıntılı geçeceği kesin. Yönetmelik bir an önce yayımlanır ve takvim belirlenirse işler belki daha yolunda gider. Tüm bu işler 2-3 haftada tamamlanmazsa yani okulların açılmasına kalırsa daha da kötü.
Sınava dayalı müdür atamaları sözlü sınava göre yapılacağına göre (ki öyle görünmektedir) o da zaman alacaktır.
MEB’in aslında kaybedecek zamanı kalmamıştır.
Bu nedenle bir an önce yönetmeliği yayımlamalı daha doğrusu çabuklaştırma için çaba harcamalı, akabinde bir takvimi de içeren genelge yayımlamalı ve bu çıkmazdan bir an önce çıkmalıdır.
Yönetici atamalarını ertemeleye ya da okulların açılma sürecine ötelemeye çalışmak en büyük hata olacaktır. A sınıfındaki öğretmeni dersler başladıktan sonra yönetici yaparsanız, kafasında yöneticilik olup acabalarla dolaşan bir öğretmen yaratırsanız okula da, o çocuklara da yazık edersiniz.
Saygılarımla…
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi
YAZI KAYNAĞINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ…
MEB Yönetici Atama beklentileri