MEB, TEOG çözümünü ikili eğitimde buldu
Daha geçen hafta hesapların altüst olduğunu söyledik ve “Bakanlık muhtemelen yakında farklı bir adım atacak ve her şeyi gevşetecek. Ama o da başka mağduriyetler doğuracak. Çünkü daha önce yerleşen mağdur olacak bu kez de…” demiştik.
http://www.memurlar.net/haber/484030/
İşte bu noktada işin felsefesine de aykırı bir uygulamaya imza atıldı. Ve İkili eğitime geçiliyor Anadolu Liselerinde.
Anadolu Lisesinin özelliği 2binli yıllara kadar sınıf mevcutları sabit olan (30), yabancı dil hazırlık sınıfı bulunan (hatta yabancı dille eğitim yapan), normal eğitim yapan okullardı.
Bu okulların tarihi 1868 Galatasaray Lisesi ile başlıyor ve 2010 yılında tüm okulları Anadolu Lisesi yapacağız söylem ve uygulamaları ile “Anadolu Lisesi” kavramının içi boşaltılarak felsefesi yok edilmeye çalışılıyor, son 10-12 yıl içerisinde yabancı dil, sınıf mevcudu noktasında vurulan darbe şimdi de ikili eğitim ile vurulmaya devam ediliyor. Bu da son nokta olacak.
2010 yılında tüm liseler Anadolu Lisesi olacak genelgesi(2010/30) sonrası ele aldığımız yazıda;”
“Evet devlet olarak, bakanlık olarak herkese eşit şartı sağlamak yani fırsat eşitliğini sağlamak göreviniz ve zorunluluğunuz.
Öncelikle tüm okulların mevcutlarını bir dengeleyin. Sınıf mevcudu sayısını 30’lara çekin. Öğretim şeklini tekliye çevirin. Öğretmen açığını kapatın. Fiziki ve ekonomik imkansızlıklarını giderin. Sonra aynı il, ilçe, hatta mahalledeki okullar arasında eğitim-öğretim açısından farklılık varsa sorun, sorgulayın ve gereğini yapın.
İnanın o zaman adlarını Anadolu yapmanıza da gerek kalmayacaktır tüm bu okulların…”http://www.memurlar.net/haber/166697/
Demiştik. Şimdi ise tüm okulları Anadolu Lisesi standardına getirmek değil tüm Anadolu Liselerini o dönemde yer alan Genel lise hatta ve hatta daha yanlış bir düzeye getirmekle karşı karşıyayız.
O dönemde ele aldığımız yazıda bir de tablo yayımlamıştık ve 1980 yılında Türkiye Genelinde 20 Anadolu Lisesi varken 2010 yılında sayının binlere ulaştığını yazmıştık. Bugün tüm okullara Anadolu Lisesi tabelası çaktık fakat içlerini alabildiğince boşalttık.
Tablo kaynak: Murat KAYMAK
Son olarak Anadolu Liselerinde bulunan boş kontenjanları doldurmak adına taban puan uygulamasını da kaldırdık. Tamam ne güzel boş kontenjanlar dolacak diye düşünebilirsiniz fakat sorun o değil sorun bu değişiklikten kimseyi haberdar etmemekte. Evet kimse haberdar olmadı sadece bazı veliler haberdar oldular ve geçen yıl 1 puanla bile yerleşemeyen öğrenciler beklerken bazı okullara 200 puan düşük puanlı öğrenciler nakil gittiler. Çünkü 1-2 puan düşük olan öğrencinin haberi bile yoktu.
MEB Anadolu Meslek Liselerinden sonra şimdi de Anadolu Liselerinde ikili eğitimi gündemine aldı.
O kadar yanlış politikalar uygulandı ki adeta kendi ayağına sıktı MEB. Örneğin ikili eğitim yapan bir Genel Liseyi İmam Hatip Lisesine dönüştürdü fakat normal eğitime başlattı. Böyle olunca da o bölgedeki potansiyelde sıkışma yaşandı. Oysa ki adına Anadolu tabelası çaktığı Meslek Liselerinde ikili eğitime devam edilecek ya da ikili eğitime geçilecek dedi.
Şimdi de Anadolu Liseleri ikili eğitime geçecek. Tarih bunu da yazacak… MEB’e diyoruz ki okullardaki “Anadolu” ibaresi anlamsızdır tabelaları boşu boşuna uzatmaktadır. Bu ibareyi kaldırınız. Anlamı da ayrıcalığı da önemi de kalmamıştır çünkü…
ÖNERİ:
Her şeyin bu kadar karışık hal aldığı bir durumda çözüm bulmak da o kadar zor ki… Ama yine de MEB’i uyarmak istiyor ve önerilerimizi sunuyoruz.
1- İkili eğitime çevirdiğiniz Anadolu Liselerinin öğrenci ve velilerinden özür dilemelisiniz… Bir Anadolu Lisesinde okumak hayaliyle uzaklardaki okulları tercih eden, servisi, yolu, erken kalkmayı göze alan bu öğrencilere ve velilere özür borcunuz var. İkili eğitim yerine mevcudu 36’ya çıkarmayı maalesef öneriyorum. (Hazırlık sınıfı olan okullar hariç) Ara sınıflarda da aynı duruma geçilip oluşacak boşluklar derslik yaratabilir. Bu dersliklerde değerlendirilebilir.
2- Tür değişikliği yapmak isteyip yapamayan öğrencilerin bu talepleri öncelikli değerlendirilebilir. Örneğin Meslek Lisesi isteyip İmam Hatip’e yerleşen ya da tam tersi… Çünkü sistem bölgesel sıkışma yaratıyor.
3- Özellikle Meslek Liselerinde bölgesel yaklaşılıp adrese dayalı yaklaştırma yapılabilir. Yani Güngören’de okuyan bir kişi halen Bakırköy için ısrar ediyor ve tercih ediyorsa bu öğrencinin yerine Bakırköy’deki boşluğa Bakırköy’de oturan öğrenci gönderilebilir. Meslek Lisesi öğrencilerinde var olan ben Ticaret Lisesi okuyacağım, Sağlık Meslek okuyacağım algısı devam etmektedir. Bu öğrencilere 9.sınıfta hangi okulda okursanız okuyun alanınız 10.sınıfta ve başarı durumunuza göre belirlenecek denilmelidir. Bu gerçek veliler tarafından bilinmemektedir. Bu konuda bilgilendirme yapılarak öğrencilere 10.sınıf için motivasyon yapılabilir. Oldukları meslek liselerine devamları sağlanabilir. Nakil işinden vaz geçebilirler.
4- Anadolu Liselerinde ikili eğitim uygulaması sadece 12.sınıflar için düşünülebilir. Şöyle ki: 12.sınıf öğrencileri; üniversite sınavlarına hazırlanmak nedeniyle okula erken gelip erken (öğlen arası yapmadan) ayrılmak, istemektedirler. Bu öğrenciler sabahçı yapılabilir. Şu anda yerleşen 9.sınıflar normal eğitime devam edebilirler. 12.sınıf şubesi kadar öğlenci 9.sınıf alınabilir ve bu öğrenciler ile veliler bilgilendirilebilir. Nakil tercihinde kontenjanın karşısına bir de” Öğlenci 9.sınıf” ibaresi konulabilir. 12.sınıf öğrencilerinin ders saati (seçmeli ders) düşülerek erken çıkışları da sağlanabilir. Böylece öğlenci sınıflar da çok geç saatlerde çıkmamış olurlar. Sınıf mevcutları da 30 da tutulabilir.
5- İkili Eğitime geçişlerde öncelikli olarak Akademik Eğitim yapan Anadolu Lisesi türündeki okullar yerine diğer okul türleri seçilmelidir.
Bu öneriler tabii ki çok da içimize sinmeyen fakat maalesef he şeyi sil baştan ele almamız mümkün olmadığından bu yılı kurtarmak, mevcut durumdan daha az zararla kapatmak adınadır.
Maksut BALMUK
Öğretmen