12 Ocak 2025

Kariyer Basamakları Açıklamamız Cumhuriyet’de

ile Maksut Balmuk

Anayasa Mahkemesi’nde açılan davada kontenjana ilişkin madde iptal edildi: ‘700 bin öğretmen tazminat alacak’

Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik kavramları ilk olarak 2004 yılında 5204 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ve Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile gündeme geldi. Eğitimci Maksut Balmuk, uzman öğretmen ve başöğretmenlik tazminatlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP’li 119 milletvekili, yasanın kısmen iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. AYM iki madde için iptal kararı verdi. AYM daha sonra 2008 ve 2022’de verdiği kararlarla da uzman/başöğretmenlikle ilgili anayasaya aykırı durumları iptal etti. Öğretmenlik Mesleği Yasası’nın ilgili hükümleri doğrultusunda hazırlanan “Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Mesleği Kariyer Basamakları Yönetmeliği’’ 2024’te resmileşti.

Eğitimci Maksut Balmuk, uzman öğretmen ve başöğretmenlik tazminatlarına ilişkin gazetemize açıklamalarda bulundu. 2025’teki artışla uzman öğretmenler için 5 bin 771, başöğretmenler için 11 bin 543 lira ilave ödeme yapıldığını söyleyen Balmuk, “CHP dava açmasaydı bugün hiç kimse uzman/başöğretmen tazminatı alamazdı. Çünkü iptal edilen madde kontenjan maddesi idi. Kontenjan maddesine göre öğretmenlerin sadece yüzde 20’si uzman, yüzde 10’u başöğretmen olabilecekti. Bu durumda sistemde var olan 1 milyona yakın öğretmenin sadece 200 bini uzman, 100 bini başöğretmen olacaktı” dedi.

Balmuk, “Hal böyle olunca kontenjanlar sistemin başladığı ilk yıllarda dolmuş olacak daha sonraki yıllarda öğretmenler; açılacak yeni kontenjanlar için yarışacaklardı. Bugün yeni olacaklarla birlikte yaklaşık 350 bin başöğretmen, 350 bin uzman öğretmen tazminat almaya hak kazanacak’’ ifadelerini kullandı.

‘İPTALİ MÜMKÜN DEĞİL’
Uzman/başöğretmen unvanlarının öğretmenler nezdinde bir karşılığı olmadığını ifade eden Balmuk, “Uzman/ başöğretmen uygulamasının tek kazanımı mali olarak sağladığı katkıdır ve bu katkı kıdem esasına göre unvan verilmeden de sağlanabilir. Bu unvanları verip vermemek siyaset kurumunun tercihidir. Tazminatların iptali ya da kaldırılması ise bu aşamadan sonra asla mümkün olmayacaktır. Hiçbir siyasi mekanizma bu noktada tasarruf kullanmaya cesaret dahi edemeyecektir. Unvanlar tartışılır olsa da tazminatlar öğretmenlerin tartışmasız hakkıdır’’ diye konuştu.

Kaynak: Cumhuriyet

Açıklamanın Tamamı

Öğretmenlerin Kariyer Basamaklarındaki Engel:CHP

Öğretmenlerin kariyer basamakları (uzman/başöğretmenlik)  ile ilgili olarak son dönemde yapılan en bariz propaganda CHP Anayasa Mahkemesine (AYM) taşıdı. İptal ettirirse her şey çok kötü olacak.

Bu propaganda öyle tutmuş ki bir çok koca koca(!) sendika da bu propagandanın peşine takılmış durumda.

AYM’ye Başvuru

Demokratik hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinde ana muhalefet partisinin kanunları AYM’ye taşımasının yadırganması gerçekten anlaşılır değil. CHP AYM’ye hangi gerekçe ile başvuruyor? Bu yasa anayasaya aykırılık teşkil ediyor gerekçesiyle. Yasaların anayasa mahkemesi denetiminden geçmesi neden yadırganır? Anayasaya aykırı bir düzenleme varsa bunun iptalini istemek her vatandaşın isteği olması gerekmez mi? Hukuk devletinin gereği de bu değil midir? Anayasaya aykırı ama bizim menfaatimize uygun bir düzenlemeyi sırf bizim menfaatimiz için istiyor olmamızın izahatı var mıdır? AYM anayasaya uygun değilse iptal edecektir uygunsa zaten iptal etmeyecektir. Anayasaya uygun değilse TBMM’ye bu kez anayasaya uygun bir teklif olarak gelmesi gerekmez mi?

İşin Tarihçesi İle Başlayalım

Konunun ilk gündeme gelişi 2004 yılında çıkarılan 5204 sayılı yasa ile oldu. Bu yasa ile ilk kez mevzuata girdi Uzman/başöğretmen  kavramları.

Yasayı CHP neredeyse tüm maddeleri üzerinden dava açtı ve AYM iki madde için iptal kararı verdi. Bunlardan biri “Toplam serbest öğretmen kadro sayısı içinde, başöğretmen oranı % 10, uzman öğretmen oranı % 20’dir.” Şeklindeki madde idi.

Bu madde iptal gerekçesinde diyor ki AYM: şartları tutanın sınava alıyorsun. Sınava aldığın kişilerden başarılı olanların tamamına bu hakkı vermen gerekirken kontenjan sınırlaması getiriyorsun. Bu Anayasaya uygun değil.

AYM İptal Kararı Sonrası Süreç

AYM’nin iptali sonrasına 2006-2022 yılları arasında sistem kilitlendi ve 2006’dan sonra hiç kimse Uzman/Başöğretmenlik uygulamasından yararlanamadı. 16 yıllık bekleme sürecinin müsebbibi de CHP olarak gösterildi. Oysaki AYM kararında yeni düzenleme için 1 yıl süre veriyorum demesine rağmen iktidar partisi hiçbir düzenleme yapmadı.. Hatta muhalefet parti ve milletvekillerinin kanun teklifleri için de red oyları kullandı. Yani burada inisiyatif alıp düzenleme yapması gereken iktidar partisi iken günah keçisi muhalefet oldu.

AYM Uzman/Başöğretmenliği İptal Eder Mi?

AYM gerek 2008’de gerekse 2022’de verdiği kararlarda uzman/başöğretmenliği değil ama uygulamada anayasaya aykırı durumları iptal etmiştir. 2008’deki iptal sonrasında 2022’ye kadar düzenleme yapmayan iktidar 2022’deki düzenleme için çıkan iptal kararına yönelik 2024’de düzenleme yaptı.

İptal Kararlarının Sonuçları

–       CHP Dava açmasaydı bugün hiç kimse uzman/başöğretmen tazminatı alamazdı.

Evet 2004 düzenlemesine dava açılmasaydı ve iptal kararı çıkmasaydı bugün özellikle son 10 yılda hiç kimse uzman/başöğretmen olamaz, tazminat alamazdı desek yeridir. Çünkü iptal edilen madde kontenjan maddesi idi. Kontenjan maddesine göre öğretmenlerin sadece %20 si uzman, %10’u başöğretmen olabilecekti. Bu durumda sistemde var olan 1milyona yakın öğretmenin sadece 200bini uzman, 100bini başöğretmen olacaktı. Hal böyle olunca bu kontenjanlar sistemin başladığı ilk yıllarda dolmuş olacak daha sonraki yıllarda öğretmenler; açılacak yeni kadrolar (ki artık yeni kadro açılmıyor, kadro sayısı korunuyor emekli kadar alım yapılıyor diyebiliriz) ya da emekli ona uzman/başöğretmenlerin kadroları için yarışacaklardı. Örneğin 20bin emekli verilen bir yılda emekli olanların tamamı uzman/başöğretmen olsa bile o yıl sadece 20bin uzman/başöğretmen kadrosu açılmış olacaktı.

Ya da MEB’deki kadro 1milyon iken 1 milyon 20bin olduğunda burada sadece 4bin uzman, 2 bin başöğretmen kadrosu açılacaktı. İşte bu noktada bu  yarışın boyutlarını da sizler düşünün.

AYM iptali olmasaydı 100 bin başöğretmen, 200bin uzman öğretmen kadrosu bulunacakken bugün yeni olacaklarla birlikte yaklaşık 350bin başöğretmen, 350bin uzman öğretmen tazminatı almaya hak kazanacak.

–       Sınav Uygulaması Kalkmayacaktı

2022 düzenlemesi ile getirilen ve öğretmenlerde de çok büyük tepki toplayan sınav uygulamasının kalkmasına da vesile olmuştur AYM kararı gereği yapılan düzenlemede. AYM kararı olmasaydı yeni bir yasal düzenlemeye de ihtiyaç duyulmayacaktı.

–       Tazminatlar 3 Kat Arttı

16 yıl boyunca sistemi işletmeyen iktidar 2022 yılında yaptığı düzenleme ile uzman ve başöğretmen tazminatlarını 3 kat arttırdı. Bu artış aslında diğer kamu çalışanları noktasında mali olarak yıllarca olumsuz etkilenen öğretmenlerin kayıplarını telafisi anlamında olmuştur diyebiliriz.

–       Sonuç Olarak;

a)     Yasaların AYM denetimine tabi tutulmasından rahatsız olunmaması gerekir. Anayasaya aykırı bir düzenlemeye şahsi menfaatimize uygun düşüyor diye itiraz etmemek hukuk devleti ile de demokrasiye olan inançla da bağdaşmaz.

b)     2006-2022 arası sistemin uygulanmaması muhalefetin değil meclis çoğunluğu elinde bulunan iktidarı sorumluluğunda olup düzenlemeyi yapmayan yani süreci aksatan iktidardır.

c)     AYM bugüne kadar bana göre anlamsız olan Uzman/başöğretmen unvanlarını iptal etmemiştir son başvuruda da etmeyecektir. Uzman/başöğretmen unvanları bana göre anlamsızdır çünkü unvanların hiçbir anlamı olmadığı gibi öğretmenler nezdinde bir karşılığı da yoktur. Uzman/başöğretmen uygulamasının tek kazanımı mali olarak sağladığı katkıdır ve bu katkı kıdem esasına göre unvan verilmeden de sağlanabilir. Bu unvanları verip vermemek siyaset kurumunun tercihi olup devamına ya da kaldırılmasına karar verecek olan da gücü elinde bulunduran siyaset kurumudur. Tazminatların iptali ya da kaldırılması ise bu aşamadan sonra asla mümkün olmayacaktır. Hiçbir siyasi mekanizma bu noktada tasarruf kullanmaya cesaret dahi edemeyecektir. Unvanlar tartışılır olsa da tazminatlar tüm öğretmenlerin tartışmasız hakkıdır.

d)     AYM kararları kontenjanın kalkmasına da, tazminatların artmasına da, sınavın kaldırılmasına da vesile olmuştur.

e)     Lütfen bu yazıdan CHP övücülüğü çıkarılmasın.  Bu yazı;  “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü gereği bir haksızlığın düzeltilmesi çabasından ibarettir.

Maksut BALMUK
Öğretmen, Yazar