26 Şubat 2013

Sayın Avcı’nın TV Performansı

ile Maksut Balmuk

 

Sayın Avcı’nın TV Performansı

 

Milli Eğitim Bakanı sayın AVCI dün katıldığı TV programını sonuna kadar izledim. Acaba sayın bakan teşkilata vakıf olabildi mi diye pür dikkat dinledim.

Edindiğim genel izlenim orada kendisine kopya veren olmadıysa konulara ve sorulan   sorulara hazırlıklı olduğunu gördüm. Hafızamı zorlayıp bir yıl öncesini düşündüğümde   o dönemde alakasız cevapların verildiği, olmadık tanımlamaların yapıldığı süreçler   aklıma geldi.

Sayın bakan konulara hakimdi ve tabir caizse takır takır cevap verdi.

Sayın bakana naçizane tavsiyemiz;

Kendisinin söylediği “kötü bir gerçek çok iyi bir teoriyi berbat edebilir”   misali mevcut durumdaki kötü gerçeklerden uzaklaşıp teoriyi berbat etmemesidir.

Bunun neden söylediğimizi bir açalım.


* Yönetici   atama bugün, yarın çıkacak   * ÖABT örnek   soruları Çarşamba günü açıklanacak


9bin öğretmeninbaşvurduğu özür grubu atamalarında 7 binbeşyüz öğretmeninyerdeğiştirmesi yapılabildi. Yaklaşık binbeşyüzü ise atanamadı. Bakanlık bürokratları   biraz daha zorlasalardı bu sayıyı da eritebilirlerdi. Yüzbinlerce öğretmenin   bulunduğu bir bakanlıkta binbeşyüz sayısı çok da büyük değil.

Bunun dışında sayın bakan 1-2 gün içerisinde Yönetici atama yönetmeliğini yayımlayacaklarını söyledi.

Yönetmelikte değişiklik gerekiyordu bu doğru. Bu değişikliğin kariyer, liyakat   ve hizmetin gereğini ön plana alması gerekir. Yani bir şey yaparken eskisinden   daha iyisini yapmak zorundasınız. Aksi halde çok iyi bir teoriyi de berbat   edebilirsiniz.

Sayın bakan konulara eğitimci bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Oysa ki biz biliyoruz   ki son dönemlerde milli eğitimde işletmeci mantığı hakim. Daire başkanlıklarını   kaldırıp yerine grup başkanlığı getirmek bile bunu ispatlar nitelikte.

Teşkilatı bakan yönetir fakat alt kadrolar çok önemlidir. İşin dizaynını onlar   yaparlar. Dizayn etme rolünde olanları MEB’deki sicilleri pek de olumlu sayılmaz.   Olumlu sayılmaz derken kriterimiz tabii ki onların tabiriyle müşteri ve çalışan   memnuniyeti. Tabii ki eğitimde müşteri kavramını tasvip etmiyoruz.

Çıkacak yönetici atama yönetmeliği yürürlüğe girmeden bir kez daha düşünülmesini   tavsiye ediyoruz. Hiçbir şeyin ucu açık bırakılmamalı, çalışanlar yada atama   bekleyenler küstürülmemeli, kariyeri, liyakati bertaraf eden bir yaklaşım sergilenmemelidir.

Sayın Avcı ve bürokratlarına bir hatırlatma yapmamız gerekirse ülkemizde maalesef   2005-2010 yılları arasında yargıdan dönen yönetmelikler gereği yönetici ataması   yapılamamıştır. Yönetici atamalarına ilişkin yönetmelik ne zaman ki sendikalar   tarafından masaya yatırıldı, bakanlık ve sendikalar ne zaman ki genel hatlarıyla   ortak paydada buluştu o zaman çözüldü her şey.

* Röportajın videoları   için tıklayınız.

Tabii ki bakanlığın tasarrufu da oldu son halinde fakat genel çerçeve belliydi ve atamaların hangi tarihlerde yapılacağından, tüm kadroların duyurulacağına, norm fazlası yöneticilerin durumundan dönüşen okulların yöneticilerine kadar tamamını kapsayan irdeleyen bir mevzuat çıktı ortaya.

Bugün gelinen noktada tüm bunları bertaraf edecek bir yaklaşımdan daha önemlisi   ortaya konan emeği bertaraf edecek bir yaklaşım kabul edilemez. Bugün süreci   yönetmekte olan yöneticilerin geçmiş uygulamalarını incelediğimizde oluşan intiba   hiç de iyimser değildir. Tabii ki insanlar kendi pencerelerinden baktıklarında   yaptıklarını çok iyi görebilir ya da çok iyi savunabilirler fakat önemli olan   karşıdaki algılamaların nasıl olduğudur. Tabii ki tüm kesimleri memnun etmek   mümkün değildir. Her düzenlemenin bir eleştirisi olacaktır fakat eleştirilerin   minimize olduğu bir yapının mücadelesini vermek gerekir. Örneğin kişinin bugüne   kadar yaptığı tüm çalışmaları, (kıdem, öğrenim gibi…) bertaraf ederseniz   yanlış yaparsınız. Bugün 3-5 kişinin iki dudağı arasından çıkacak iki kelimenin   puan değeri, yıllarını verdiği mesleğindeki başarılarını yada akademik kariyerlerini   geçerse problem var demektir.

Yeni yöneticiliğe başlayan bir kişiyi yıllarını bu işe adayana ezdiren bir yaklaşım sergilerseniz yanlış yaparsınız. Tabii ki objektif bir değerlendirmeye göre genç kişi diğerini geçebilir fakat bu değerlendirmeler objektif olmazsa sorun başlar. Örneğin sınavı kazanan genç bir kişi ile sınavdan başarısız kıdemli bir kişinin yanı kefede tutulmasını tabii ki beklemiyoruz.

Son söz; sayın bakanın dünkü performansı gayet iyiydi. Performanstan çok konulara hakimiyete ve insani yaklaşımı takdire değerdi.    Bu yaklaşımların koltuğun verdiği sıcaklığa bağlı olmamasını diliyoruz. Bunun devamının mantıki ve hukuki yaklaşımların izlemesini beklediğimizi belirtirken  bürokrat kadrosuna bir göz atmasının yararlı olacağını düşünüyoruz.

Aksi halde çok iyi bir teori berbat olabilir. Bunun sonucunda da sayın başbakanın söylediği gibi bunun tanımı  “fecaat” (yürekler acısı durum) olur.

Saygılarımla…

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

Memurlar.Net - Özel

YAZININ KAYNAK LİNKİNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ…