1 Ekim 2024

Rakamlar Alt Alta Toplanınca Okullar Temiz Oluyor mu?

ile Maksut Balmuk

MEB son günlerde tartışma konusu olan ve son olarak ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın “temizlemeye gittiğimiz bir okulda iki kat temizledik üçüncü kata geldiğimizde okuldan çıkarıldık” sözleri ile başka bir boyut alan okulların temizlik sorunu ile ilgili bir açıklama yayımladı.
Açıklamada itiraf da var, itiraz da, ilimde …

O cümlelerin bir kısmını alacak olursak;
“Sonuç olarak 60 bin 487 okulumuzda şu anda;
49 bin 578’si kadrolu,
30 bini Toplum Yararına Program (TYP)
63 bin 777 İşgücü Uyum Programı (İUP)
kapsamında olmak üzere toplam 143 bin 355 temizlik personeli görev yapmaktadır. Diğer yandan İşgücü Uyum Programı çerçevesinde Bakanlığımıza tahsis edilen 120 bin kontenjanın tamamlanması süreci de halen devam etmektedir.

Böylece okullarımızda görevli temizlik personeli sayısı önceki yıllara göre artırılarak 110 binden 143 bin 355’e çıkarılmıştır.”

Evet MEB ilk kez itiraf etmiş oluyor ihtiyacı olan yardımcı personel sayısını.
120 bin İUP
30 bin TYP
Topladığımızda en az 150bin ihtiyaç var demektir.

49bin578 kadrolu personelimiz olduğunu da öğrenmiş olduk ama bunların azımsanamayacak kısmının temizlik işi yapmadığını söyle(ye)memiş MEB. Yıllardır MEB’e (son 20 yılda neredeyse hiç) memur alımı yapılmadığından mevcut yardımcı hizmetler personeli ile yürüyor memuriyet işleri.
Bu arada okulda istihdamları tartışma konusu olan devlet korumasındaki çocuklar ve hükümlülerin dışında yardımcı hizmetli istihdamı da yapılmamış son 20 yılda.
49bin578 kişinin çoğunluğunu 2017’de çıkarılan kısaca seçim yatırımı olarak taşerondan gelenler oluşturuyor desek yalan olmaz.

MEB’in 120 bin tahsis edildi ama ilk kez uygulandığı için 63.777 kişi başvurdu dediği İUP programı ile ilgili zorlama bir açıklama yapılmış sanki. Çünkü başvurulmamasının asıl kaynağı haftada üç gün sigortasız, yevmiye ile aylık 7-8 bin TL ye çalışmayı yetersiz bulmuş insanlar. Her şeye rağmen başvuranların da TYP ye başvuruları kabul edilmeyerek mağdur edildiklerini de hatırlamakta fayda var.

MEB’in İUP tutmayınca ve okullardan ses yükselmeye başlayınca yaptığı “yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz” şeklindeki açıklaması ise okullar açılmadan hesaplanamayanların daha doğrusu hazırlıksız yakalanmanın itirafı niteliğinde bence.

Okulların açılması sürpriz bir gelişme değildi. Okullar 5 gün açık iken 3 günlük temizlik personeli düşünmek gerçekten akıl alır bir durum değildi.
Buna rağmen halen bu programa tabi personeli okullar için saymak akıl tutulması olsa gerek.

Ne diyor MEB “Böylece okullarımızda görevli temizlik personeli sayısı önceki yıllara göre artırılarak 110 binden 143 bin 355’e çıkarılmıştır.”

Bunların 63.777’si İUP olduğuna göre 5 günlük bile olmayan, sigortasız çalıştırılan insanları MEB personeli olarak kabul etmek ne kadar doğrudur? Takdir kamuoyunun.

Yani sonuçta personel sayısında artış yoktur. İşin Türkçe’si taşıma su ile değirmen döndürmeye çalışılıyor yıllardır ve bu yıl su (kaynak) da tasarruf adı altında azalınca adeta şapka düşmüş kel görünmüştür.

Evet tüm okulların pis olmadığını vurgulayan MEB doğru söylüyor ama temiz olan okulların bu durumunun kaynağı ya veliler ya korumalar/teşvikler ( imam hatip ve bazı okullar gibi). Yani onların temiz olmasının da sebebi MEB değil desek abartı olmaz sanırım.

MEB’in açıklamasındaki;
“İlim ve irfan yuvaları olan okullarımızda hiçbir ad ve kılıf altında siyaset yapılmasına göz yummamız söz konusu olamaz. “Fikri hür, vicdanı hür” nesiller yetiştirmekle mükellef eğitim kurumlarımız; siyasete malzeme yapılacak yerler değildir. Herkesin bu konuda azami hassasiyet göstermesi en temel vatandaşlık görevidir.”

Sözleri ise gerçekten çok manidar. Çünkü özellikle seçim süreçlerinde okullarımızın iktidar ve partisi tarafından nasıl yol geçen hanı haline getirildiğini, öğrencilerden bürokratlara kadar seçimde iktidara yönelik ne tür adımlar atıldığını canlı canlı yaşadık yıllarca.
En temel vatandaşlık görevi, ilim ve irfan yuvaları vasıtasıyla ne denli ihlal edildi tüm kamuoyu çok iyi biliyor aslında.
Ve Okullarımız da cirit atan ve onlarla protokollerden geri durulmayan cemaat ve tarikatların (dernek ve vakıfların) gölgesinde “Fikri hür, vicdanı hür nesiller” yetiştirmenin mümkün olup olmadığını tartışmaya gerek var mıdır acaba?

MEB uzun uzadıya açıklamasında; sayıları alt alta toplamış ama gerçek ile sayılar arasındaki git-gelleri, hür nesiller için var olan ilim irfan yuvaları ile bu yuvalarda yaşanan gerçeklerle gerekçeleri sanırım toparlayamamış.

Maksut BALMUK
Öğretmen, Yazar