3 Temmuz 2024

Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifi tepkilere rağmen Meclis’te: ‘Yangından mal mı kaçırıyoruz?’

ile Maksut Balmuk

MEB-Külliye işbirliğiyle hazırlanıp Meclis komisyonuna getirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı öğretmenler eylem yaptı. Komisyonda da “yangından mal mı kaçırıyoruz?” tepkisi dile getirildi.

Anayasa Mahkemesi’nin 14 Şubat 2022’de yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bazı maddelerini iptalinin ardından yeniden hazırlanan kanun teklifi bugün Meclis komisyonunda görüşülmeye başlandı.

Teklif özellikle Milli Eğitim Akademisi kurularak öğretmen atamalarında akademi eğitiminden geçme şartı getirilmesi, eğitim fakültelerinin bu yolla devre dışı bırakılması nedeniyle tepki çekiyor.

Müfettişlerin vereceği kararlarla öğretmenlerin Akademi eğitimine alınmaları ve burada “başarılı” sayılmazlarsa meslekten alınıp geri hizmetlerde görevlendirilmelerini öngören düzenleme de tepkilere yol açıyor. Kanun teklifinde öğretmenlere yeni disiplin cezaları ve yeni görevlendirmeler de getiriliyor.

Teklif üstüne görüşmeler bugün Mahmut Özer başkanlığında toplanan TBMM Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu’nda başladı. Görüşmelere eğitim sendikaları da katılıyor.

Sendikalar tepkili

Eğitim-Sen üyesi öğretmenler görüşmeler öncesinde Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya gelerek Meclis’e yürüdü. Meclis önünde yapılan basın açıklamasında öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran kanun teklifinin geri çekilmesi istendi. Sendika üyeleri ayrıca TBMM Parkı’nda oturma eylemi başlattı.

Eğitim-İş Sendikası da Pazartesi günü Meclis önünde bir basın açıklaması yaparak kanun teklifini protesto etti.

Meclis’te değil Bakanlık’ta hazırlandı

Öte yandan kanun teklifinin Meclis komisyonlarında değil de bakanlıkta ve “Külliye”de hazırlanması da tepkilere yol açtı.

Komisyondaki görüşmeler sırasında CHP’li milletvekilleri, teklifin TBMM’de Adalet Komisyonu ve Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmediğine dikkat çekti. Teklifin milletvekilleri tarafından hazırlanmayıp Milli Eğitim Bakanlığı’nda hazırlandığı gerekçesiyle Anayasa’ya aykırı olduğunu belirten vekillere Komisyon Başkanı Mahmut Özer “Biz sürece kaldığımız yerden devam edeceğiz” diye yanıt verdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Biz bunu hazırladık, külliyede görüşüldü, vekillere imzalatıp vereceğiz” açıklamasını hatırlattı ve şunları söyledi:

“Bu kanun her maddesiyle Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı hiçbir kurumdan görüş almadığı için bu kanun son güne kalmış, Meclis’e getirilmiş ve milletvekilleri imzalamıştır. Bu teklif buraya geldiğinde, Adalet ve Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi gerekirdi. 20 milyon öğretmen bir gün kala geliyor o geldikten sonra diğer komisyonların tartışması için söyleniyor, doğal olarak Adalet ve Plan Bütçe Komisyonlarımız bunu görüşemeyiz demişler. Kendi komisyonlarını bile toplamamışlar. Burada yasama kurnazlığı söz konusu. Usül açısından bu doğru değildir. 26’sında gönder diğer komisyonlar görüşemesin, 3 Temmuz’da komisyonda görüşelim bu böyle olmaz.”

‘Yusuf Tekin 10 gün içinde kanunu geçirmek istiyor’

Komisyonlara, kanun teklifinin tartışabileceği kadar süre verilmemesini eleştiren Özçağdaş, “Bu da AYM’den dönüyor olacaktı. Ne olacaktı 1 milyon 154 bin öğretmenin sorunları yine ertelenmiş olacaktı… Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Eğitim Akademisi’ni geçirmek endişesiyle 10 gün içinde bu kanunu buradan geçirmek istiyor” dedi.

Komisyon Başkanı Mahmut Özer, konuşmalara müdahale ederek, “Komisyonlarımıza yazılarımızı gönderdik ama komisyonlar ek süre istemediler. Biz sürece kaldığımız yerden devam edeceğiz, eleştirileriniz için teşekkür ederiz” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise Özer’in sözlerini eleştirerek, “Sizin komisyonlara ısrarla yazı yazamayacağınızın farkındayız daha önce böyle bir kanun komisyondan geçti ama Anayasa Mahkemesi iptal etti. Bu komisyonları bir mutfağa dönüştürmediğimiz için en kısa sürede AYM’den döndüğünü gördük. Bu kanun teklifi usül açısından doğru değil, Anayasa aykırı” diyerek kanun teklifinin Adalet Komisyonu ve Plan Bütçe komisyonlarına tekrar sunulmasını talep etti.

‘Yangından mal mı kaçırıyoruz?’
Özer’in sözlerine, komisyonun diğer üyeleri de, “Burada önemli bir şey konuşuyoruz, yangından mal mı kaçırıyoruz” diyerek tepki gösterdiler. Özer, ”Yangından mal kaçırma durumu yok, komisyonlar ek süre istemediği sürece onları zorlama durumum yoktur” ifadelerini kullandı.

‘Varolan hakları gasp ediyor’

Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifine ilişkin soL’a konuşan eğitimci, yazar Maksut Balmuk teklifin bir meslek kanunu olmaktan uzak olduğunu belirterek “Bırakın öğretmenlik mesleğini yüceltmeyi ya da öğretmenlere yeni özlük ve mali haklar sağlamayı, aksine var olan hakları da gasp eder nitelikte” dedi.

Teklifin “Hizmet sınıfının değiştirilmesi” başlıklı 34. Maddesi öğretmenlerin büyük tepkisine yol açmış durumda.

Öğretmenleri mesleklerini yapmaktan alıkoyabilecek ve iş güvencelerini ortadan kaldıracak olan bu madde şöyle:

“Bakanlık müfettişi veya eğitim müfettişi tarafından haklarında yapılan denetim ve inceleme sonucunda öğretmenlik mesleği yeterlikleri çerçevesinde görevini yerine getirmede yetersizliği tespit edilen kadrolu öğretmenler, Akademi tarafından eğitime alınır. Bunlar, düzenlenen eğitimin tamamlanmasını takip eden eğitim öğretim dönemi içerisinde ilk denetimde görev almayan Bakanlık veya eğitim müfettişlerince yeniden değerlendirmeye alınır. İkinci değerlendirme sonucunda da yetersizliği tespit edilenler, genel idare hizmetleri sınıfında durumlarına uygun kadrolara atanır.”

Öğretmenlerin bu maddeye çok tepkili olduğunu belirten Maksut Balmuk “Diyorlar ki iki yandaş müfettiş görevlendirip sen öğretmenlik yapamazsın raporu düzenlenerek meslekten olabilir, kendimizi aynı okulda memur olarak bulabiliriz. Akademi süreçleri de olacak ama kaygılar yerinde” ifadesini kullandı.

‘Angarya niteliğinde yeni görevler’
Teklifin öğretmenlere angarya niteliğine varacak yeni görevler de yüklediğine dikkat çeken Balmuk kanun teklifinin 5. Maddesinin 2. fıkrasında öğretmenlerin yürütmekle görevli oldukları işlere “nöbet tutmak, merkezî veya mahallî yapılan sınavlarda görev almak, kurul ve komisyonlara, tören ve toplantılara, öğrencilere yönelik düzenlenecek etkinlikler ile kulüp faaliyetlerine katılmak” gibi işlerin de eklendiğini dile getirdi.

Öğretmenlerin yıllarca ücret dahi almadan nöbet görevini yerine getirdiklerini ve Eğitim-İş’in “ücret yoksa nöbet de tutmuyoruz” eylemlerine zamanla tüm öğretmen ve baskı gören sendikaların da destek vermesi sonucu haftada bir nöbet için ücret ödenmeye başladığını söyleyen Balmuk “Fakat halen tek ücret ödemesi söz konusu ve haftada birden fazla nöbet tutulsa da tek nöbet ücreti alınıyor. Mücadele başladığında kanuni değil nöbet deniliyordu artık kanuni hal alıyor ve hiç ücret ödenmese dahi dayanağı olacak” dedi.

Etkinlik zorunlu: ‘Haydi camiye götürün’ denildiğinde bağlayıcı olacak
Merkezi sınav görevinin de zorunlu hale gelebileceğine işaret eden Balmuk “Liseye geçiş ya da diğer sınavlarda bazı öğretmenler mali gerekçe dışında bazı gerekçelerle görev almak istememektedirler. Merkezi sınavlarda görev alan öğretmenler bırakın cep telefonu, araç anahtarı hatta çantasına kadar binaya alınmaması uygulamalarını rencide edici buluyorlar. Bu madde geçince zorla görev verilebilecek. Ücret vermemesi bile mümkün” diye belirtti.

Hafta içi mesai saati dışında ve hafta sonu yapılacak toplantılara da katılım zorunluluğu geleceğini aktaran Balmuk “öğrencilere yönelik etkinlikler” ifadesine de dikkat çekti:

“Öğrencilere yönelik etkinlikler denilmiş. Okul camiye ya da başkaca bir yere gezi planı yapıp (hatta okul imam hatip ise buna ya da diğer okullarda din dersine bağlanıp) haydi götürün denildiğinde öğretmeni bağlayacak bu yasa. Tabii ki sadece bunlarla sınırlı değil tehlikeler. Bu nedenle ÖMK bir meslek kanunu değil örtülü tuzaklar barındıran Örtülü Maskaralık Kanun( ÖMK) teklifi desek yeridir.”