Çocuklar kumar oynuyor diyerek geçmeyin… Asıl tehlike bu
Son yıllarda üniversiteyi terk eden öğrenci sayısının milyonları bulduğu basında yer almıştı. Okul terklerinin en önemli sebebi ekonomik sebepler olup, devletin ekonomik desteğin yanında tedbir alması gereken en önemli konu ise; gençlerde hakim olan “Okuyup da ne olacak?” düşüncesinin her geçen gün artması.
Sınıfta öğrencileri ile buluşmaları gereken eğitim fakültesi mezunlarının marketlerde kasiyer olduğu, lisans mezunu mühendislerin dahi asgari ücret aldığı bir düzenle karşı karşıyayız. MEB tarafından yayımlanan 2024-2025 istatistikleri üzerinde çalışma yapan Eğitim-İş’in çalışmasına göre zorunlu eğitim çağında olan 870 bin 625 çocuk okul dışında kalmış durumda.
Devlet yani MEB; çocuklara sahip çıkamıyor, asli görevi olan eğitim konusunu adeta cemaatlere, tarikatlara ve hatta diyanete havale ediyor. Özel okul sayısı ve öğrenci sayılarının artışı, okul öncesinin zorunlu yapılmayıp diyanet tarafından yüzbinlerce öğrencinin okutuluyor (!) olması, dernek, vakıf adı altıda cemaatlerin/tarikatların okullarda adeta cirit atmaları bunun ispatı.
Hal böyle olunca içi boşalan eğitim sisteminde başka arayışlar, devlet okulundan özel okullara kaçışlar kaçınılmaz oluyor ve buna da ancak ekonomik durumu olanlar ulaşabiliyor. Eğitim artık parası olanlar için var olmaya doğru ilerliyor. Bu kaçış, çocuk işçiliğini tetiklediği gibi üretimden uzaklaşan, tüketime dayalı ekonomiye saplanan ekonomimiz çocuklarımızı kumar belasına itiyor.
Kolay yoldan para kazanmanın, şatafatlı yaşam örneklerinin cazip hale gelmesi ile birlikte okula gitmeyen çocuk/genç gibi okula giden gençlerde de kumar oyunlarına yönelim hızla artıyor. Yeşilay’ın araştırmasına göre ülkemizde 15 yaşın üzerindeki her 10 kişiden biri kumar ile tanışmış durumda.
Kumara ulaşım eskiden çok kolay değilken artık sanal ortamda herkesin kolayca ulaşabildiği bir noktaya gelmiş durumda. Üstelik (yaş şartı tuttuktan sonra) yasal bir hal almış noktada. Yaş sorunu yaşayanlar da bu sorunu sanal olarak aşabiliyorlar. İşsizlik, bir umut, tükenmişlik, özentinin yanına bir de yasal reklamlar söz konusu olunca gençler arasında da yaygınlaşıyor kumar oyunları.
Kumara bulaşanların sonuçta hüsrana, borç batağına ardından da hayati tehlikelere yol açtığını çok kez görmekteyiz. Kurtuluş; üretim toplumuna geçmekte, emeğin hakkını vermekte, eğitimi laik, bilimsel demokratik hale getirip umut kapısı yapmaktan geçiyor. Aksi halde “okuyup da ne olacak?” Sorusu kadar “Çalışıp da ne olacak?” sorusunu duyacağız ve yaşayacağız.
Maksut Balmuk
Öğretmen, Yazar
Kaynak: OdaTV.com