Bizim Davamız Adaylıkla Sınırlı Değil!… Mücadelemiz Sürecek…

Bizim mücadelemiz bireysel taleplere bağlı olamaz. Bugüne kadar yazdığım yüzlerce yazıda da bireysellik söz konusu olmayıp özellikle eğitim emekçilerinin sorunlarına yönelik olmuştur. Yani bizim için bireyselliğin önemi yoktur.

Milletvekili adaylığı noktasında parti yetkililerinin listeye almamasının da bu noktada hiçbir önemi yoktur. Bu benim için bir başlangıçtı ve bu süreçte çok şey öğrendim, çok kişi ile tanıştım. Süreçte benden daha çok heyecanlanan dostlarımın varlığı ziyadesiyle mutlu etti beni ve iyi ki bu kadar çok dost biriktirmişim dedim.

Ekonomik katkı sunmak isteyenden, manevi katkıya hatta emanet olarak da olsa bu seçimde senin için CHP’ye oy vereceğim diyerek onurlandıranlar oldu. Bunlar bu işin güzellikleri idi.

Bir öğretmen olarak tabii ki mali imkanım olmadan yola çıktım. Dostlarımızın varlığı, liyakatimiz, biriktirdiklerimiz derken aslında çok büyük bir güç ile girmiştim sürece.

Sonuçta kendi bölgemde 239 aday adayı vardı ve CHP tarafından diğer parti kontenjanlarını da düştüğümüzde 30 civarında adayın belirlenmesi gerekiyordu. Bu zor seçimde tam adalet sağlanması neredeyse imkansızdı ve bir şekilde gönlü kırılanlar olacaktı. Evet listeler üzerinden tartışma yapılması da mümkün fakat bu tartışmaların zamanı değil. Bu tartışmalar değişmesi elzem olan mevcut anlayışa yarayacaktır. Biz  büyük fotoğrafa bakarak söz konusunun ülkenin geleceği olduğunu görmemiz ve ona göre hareket etmemiz gerekiyor.

Aslında ben bu tecrübeyi daha önce yaşamıştım. Eğitim-İş’te 2014 yılında bağımsız bir şekilde merkez yönetime aday olduğumda sendikanın 5 şube başkanının dahi ismini bilmezdim. Ama bir çok arkadaş görevden kaçma aday ol dediği için aday olmuş, “görevden kaçmıyorum buradayım seçerseniz çalışırım” demiştim. Keza tüm ülkede öğretmenler beni tanıyor olsa da, mücadelemizi biliyor olsa da üyesi olduğum sendikada “aaa Maksut Balmuk Eğitim-İş’e mi üye? diye soranlarla dahi karşılaştım. Evet bu eksiklik benimdi ve kısa sürede tamamlamaya çalıştım. Sonuçta aynı delegeler 2016 yılında Merkez Yönetime seçilmem için oy kullandılar.

Milletvekili aday adaylığı sürecinde de partinin başkanlarını, yönetimini tanımadığım, az sayıda olmak üzere çoğu ile tanışmadığım gerçeğini düşündüğümde de evet eğitim ve sendika kamuoyunda tanınmışlığın siyasette hatta partinin eğitim ile ilgili yetkililerinde dahi karşılığı olmadığı gerçeği ile yüzleşmeme vesile oldu.  Bu da bir kazanımdı benim için.

Adaylık için; daha önce de söylediğim gibi 21 yıldır kabus gibi çöken, halkın tüm manevi değerleri üzerinden, inancı üzerinden siyaset yapan ve sömüren, yalanın, talanın, yolsuzluğun kol gezdiği, yoksulluğun tavan yaptığı, eğitimin laiklikten, bilimsellikten uzaklaştırıldığı, fırsat eşitliğinin yok edildiği, eğitimin dernek, vakıf adı altında cemaatlere ve diyanete havale edildiği, insanlarımızın hayal dahi kuramadığı, gelecek kaygısı yaşadıkları bu süreçte eğitim alanındaki mücadelem, kamu yönetimi tecrübem ve sendikal mücadelemle  taşın altına elimi sokmam gerektiği inancıyla başvurmuştum.

Memura siyasetin yasak olduğu bir süreçte siyasetten uzak olmasam da siyasi partilerden uzak olmak zorunda iken kendimizi anlatmak/tanıtmak elbet ki çok zordu.

Her son bizim için yeni bir başlangıçtır fakat mücadele azmimizde asla esneme, yorulma olmaz olamaz. Biz siyaseti Deniz Gezmiş’in idam sehpasına vururken bile söylediği tam bağımsız Türkiye mücadelesini, Fakir Baykurt’un “Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir!” öğretisine bağlı kalarak sürdüreceğiz.

Artık Hacı Bektaş’ın dediği gibi bir olma,  iri olma, diri olma zamanıdır.

Bu süreçteki tek üzüntümün “aday listelerine baktığımda meslektaşlarımın sayısının mecliste CHP sıralarında neredeyse hiç olmayacaklarını görmek olduğunu” ifade etmek isterim.

Ülkemiz için, çocuklarımız için, geleceğimiz için, barış için, kardeşlik için, özgürlük için, adalet için, yoksulluğun son bulması için kazanmak zorundayız. Ve kazanacağız.

Birlikte başaracağımıza olan inancımla aday olan tüm arkadaşlara başarılar diliyorum.

Maksut BALMUK
Öğretmen, Yönetici, Yazar, Sendikacı